Dünyevî İktidarın Meşrûlaştırılmasında Dinî Bir Ritüelin Kullanılması: Kaçarlar ve Taziye
Abstract
Kerbelâ'da Hz. Hüseyin ve onu destekleyenlerin Hicri 10 Muharrem 61 tarihinde (Miladi 680 yılında) başına gelenleri anmak için, X. yüzyılın ortalarında Bağdat'ta halka açık bir anma merasimi düzenlenmiştir. Ağıtlar yakılarak ve göğüsler dövülerek gerçekleştirilen bu anma yöntemi, daha sonra Şiîler tarafından bir ritüele dönüştürülmüş ve yaygın hale getirilmiştir. Taziye olarak anılan bu ritüel, On İki İmam Şiîliğini İran'ın resmî dinini olarak belirleyen ve ülkede çoğunluğun kabul etmesini sağlayan Safeviler döneminde yeni bir içerik kazanmış, İran'a özgü bir forma dönüşmüştür. Kaçar iktidarında ise taziyeye gösterilen ilgi üst düzeye çıkmıştır. Özellikle Nasirüddin Şah'ın saltanatında taziye devletten önemli bir destek görmüştür. Hatta iktidarın himayesinde bir etkinlik haline gelmiştir. Bu dönemde, başta başkent Tahran olmak üzere İran'ın birçok yerinde coşkulu merasimler düzenlenmiştir. Bunun en büyük sebebi, kutsal yönetme haklarının sorgulanmaya başladığı XIX. yüzyılda, toplum ve siyasi elitler tarafından Kaçar monarşisine bir takım eleştiriler getiriliyor olmasıdır. Diğer çağdaş monarşiler gibi tebaanın sadakatini elde etmek ve yabancı diplomatların saygısını kazanmak için bazı ideolojik araçlara ihtiyaç duyan Kaçar yöneticileri, tarihi önemdeki dinî ritüele de başvurmuşlardır. Gösterilerin etkisini artırmak için hiçbir masraftan kaçınmamışlar, her yerde tekyeler açılmasını desteklemişlerdir. Üstelik Kaçar ailesi dışında başkentte ve vilayetlerdeki bazı elitler tarafından da bu destek sağlanmıştır. Toplumun farklı tabakalarından insanlar ise maddi olarak veya organizasyonlara beden güçleriyle katılarak dâhil olmuşlardır. Bu durum taziyeyi insanları bir araya getiren muazzam bir dayanışma projesine dönüştürmüştür. Bunun yanında, seyircilerin gösterilere aktif katılımları etkinliğin önemli bir yönüdür. Merasimlerin merkezinde, gösterinin kahramanıyla özdeşleşerek Hz. Hüseyin'in çektiği acıyı ve şehit olmasını hissetmeye çalışmak yer almaktadır. Böylece, taziye, seyircilere duygusal boşalma yaşatan emsalsiz etkisiyle potansiyel isyancı hisleri sönümleyen bir araç işlevi görmüş, kitlelerin yönlendirilmesinde ve kontrol altında tutulmasında önemli bir fonksiyona sahip olmuştur. Ayrıca, gösterilerde göğüs dövme eylemi gerçekleştirilirken Şah'a mersiyeler okunmaktaydı. Tüm bunlar, bir yandan toplumun birlik duygusunun artmasına ve İranlı kimliğinin yerleşmesine önemli ölçüde katkı sağlamış, diğer yandan da monarşi ile gösterileri organize ettiren ileri gelenlerin politik hâkimiyetlerini artırmıştır In the middle of the tenth century, a public commemoration was held in Baghdad to commemorate the things happened to Imam Hussein, grandson of Prophet Mohammad, and his supporters in Karbala in 10 Muharram 61 HE (680 CE). This way of remembrance which was performed by mourning for the dead and by beating of the chest was later transformed into a ritual by the Shi’ites and became widespread. In the period of the Safavids, who endorsed the Twelver Shiism as the official religion in Iran and gave rise to the mass conversion of the population to this belief, the ritual called ta’zieh gained a new content and came to be identified with Iran. The interest shown in the ta’zieh reached a peak in the Qajar rule. Especially during the reign of Naser al-Din Shah ta’zieh was widely supported by the state. It became an event under the auspices of the central government. In this period, mass ceremonies were held throughout Iran, particularly in the capital city Tehran. The most important reason for this is the fact that when the divine right of rule had begun to be questioned in the nineteenth century, the Qajar monarchy was being criticized by society and political elites. The rulers of the Qajars, who needed new ideological tools like other monarchies to gain loyalty of their subjects and to earn respect of foreign diplomats, have resorted to this historically important religious ritual. In order to increase the effectiveness of the ceremonies, they did not avoid any expenditure and supported the opening of takyehs across the country. Besides the royal family, some other notables in the capital and in the cities gave support to the exhibitions. Moreover, people from the different social stratums got involved in it with financial contributions or by working in activities require physical strength. It transformed ta’zieh into a unique solidarity project puts people together. Additionally, active participation of audiences is a sabstantial part of the ta’zieh. Trying to feel the pain and martyrdom of Hussein by overidentifying her/himself with the heroic characters is at the core of the performance. In this way, with its unrivaled impact of abreaction, ta’zieh functioned as a relieving instrument on potential rebellious feelings. Also people were reading poems to praise the Shah while they were beating their chests in the ceremonies. All these factors contributed to both strengthening feeling of unity and consolidating the Iranian identity in one hand. On the other hand, they helped increasing the political sovereignty of the monarchs and the elites who organized the ehhibitions
Source
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler DergisiVolume
5Issue
2URI
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TWpRek5ERXhNUT09https://hdl.handle.net/20.500.12294/2325