Rekabetin Korunması Çerçevesinde Medya Alanında Yoğunlaşma Ve Çeşitlenmenin Siyasal ve İktisadi Sonuçları: Türkiye ve Avrupa Birliği Örnekleri
Künye
Özgöker, U , Sağıroğlu, N . (2016). Rekabetin Korunmasi Çerçevesinde Medya Alaninda Yoğunlaşma Ve Çeşitlenmenin Siyasal Ve İktisadi Sonuçlari: Türkiye Ve Avrupa Birliği Örnekleri . İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Çalışmaları Dergisi , 5 (9) , 75-102 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/isauicder/issue/31615/376207Özet
1990’lı yıllardan sonra uygulanan liberalleşme ile farklı ekonomik sektörlerin “Medya” alanına eklemlenmesi sonucunda medya sahipliği profesyonel gazetecilerin elinden çıkmış, sektörde dikey ve yatay birleşmeler meydana gelmiştir. Ekonomik yapıların çeşitlenmesi sonucunda çeşitli alanlarda faaliyet gösteren iktisadi birimler medya alanında da yatırım yapmışlardır. Bu gruplar, sahip oldukları medya gücünü siyasi iktidarlar ve bürokrasi üzerinde baskı unsuru olarak diğer ekonomik faaliyetlerini desteklenmesinde kullanmışlardır. Bu yapı rekabeti önleyici bir mekanizmayı da beraberinde getirmiştir. Türkiye’de medya sahipliği yönünde kısıtlamaya yönelik düzenlemeler olmasına rağmen uygulamada sorunlarla karşılaşılmaktadır. Medya alanında yoğunlaşma ve çeşitlenmeler rekabetin sağlanmasında önleyici olmaktadır. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde medya sektörüne özel düzenlemeler yerine genel rekabet kurallarının uygulandığı bir medya sahipliği anlayışı benimsenmiştir. Avrupa Konseyi nezdinde alınan siyasi tavsiye kararları ile OECD ve DTÖ bünyelerinde kabul edilen genel rekabet düzenlemeleri görsel-işitsel medyada çoğulculuğun ve şeffaflığın sağlanması hedeflenmiştir. Örneğin İngiltere’de medyada sahiplik sınırlamaları, hem kendi medya kurumu ve hem de rekabet otoritesi tarafından denetlenmektedir. Fransa ise medya sahipliğine ilişkin olarak katı sınırlamalar oluşturulmuştur. Bu çalışmada medya sahipliğinin yoğunlaşmalar ile medya alanında faaliyet gösteren şirketlerin diğer ekonomik alanlarda da faaliyet göstermelerinin rekabetin sağlanması ve korunmasını engellediği varsayımından hareket edilmiştir. Bu kapsamda Türkiye ve Avrupa Birliği’ndeki hukuki düzenlenmeler incelenmiş, ayrıca düzenleme ile kararların sonuçları üzerinde durulmuştur. Medya düzenlemelerinin ve bunların uygulanmasının sadece iktisadi anlamda rekabet ortamının sağlanmasında değil, aynı zamanda siyasi anlamda çoğulcu parlamenter demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlemesinde de önemli olduğu değerlendirilmektedir.