XV. Yüzyıl Şairlerinden Kemâl Ümmî’nin Kırk Armağan Mesnevisi
Künye
ALTINOVA, M., & ÖKSÜZ, Ş. K. (2020). XV. Yüzyıl Şairlerinden Kemâl Ümmî’nin Kırk Armağan Mesnevisi. Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 4(4), 888-949.Özet
XV. yüzyıl, Necâtî, Avnî, Adlî, Mihrî Hatun, Mesihî, Hamdullah Hamdî gibi önemli
şairlerin yetiştiği bir devirdir. XVI. yüzyılın sanat anlayışına zemin hazırlayan bu yüzyılın
şairleri arasında asıl adı İsmail olan Kemâl Ümmî de bulunmaktadır.
Kemâl Ümmî, Anadolu sahasında tekke tasavvuf edebiyatı çizgisinde ilerlemiş
mutasavvıf bir şairdir. Şairin, Türkiye’deki kütüphanelerde otuzdan fazla el yazması olan
Dîvân’ının dışında müstakil olarak kaleme aldığı eserleri de bulunur. Bunlar arasında
Risâle-i Vefât, Risâle-i Îmân ile büyük çoğunluğu şairin Dîvân’ı içinde yer alan Kırk
Armağan adlı mesnevisi vardır. Didaktik mesneviler içerisinde kabul edilebilecek olan bu
mesnevilerde şair, dinleyen ve okuyan kesimi doğru yola yönlendirecek tavsiyelerde
bulunur.
Bu mesnevilerden Kırk Armağan, eserin üslubu ve dili yönüyle diğerlerinden daha
fazla dikkat çekmektedir. Eser bazı kaynaklarda Kırk Hadis türünün ilk örnekleri arasında
gösterilirken bazı kaynaklarda bir hadisin şerhi olarak değerlendirilmiştir. Mesnevide şair,
ölümünü isteyen bir adam ile Hz. Muhammed arasında geçen konuşmayı anlatır ve ikisi
arasında geçen uhrevi seyahati gözler önüne serer. Bu yolculuk on menzil üzerine
kurulmuştur. Her menzilde ölümünü isteyen adamın hazırlaması gereken dörder armağan
bulunur. Eser bu sebepten Kırk Armağan adını taşır. Kırk Armağan, 210 beyitten
oluşmasına rağmen olay, zaman, kişi ve mekân gibi tahkiye unsurlarının tamamını içinde
barındırmaktadır.
Çalışmada Kırk Armağan’ın Türkiye’deki kütüphanelerde tespit edilmiş üç nüshası
tenkitli metin olarak hazırlanmış, beyitler nesre çevirileriyle sunulmuştur. Metin Eski
Anadolu Türkçesinin dil özellikleri bakımından incelenmiştir. Metinde geçen atasözleri,
deyimler tespit edilmiş, söz varlığına değinilerek dil araştırmacıları için katkı sunulmaya
ve eserin türü konusunda yeni bir görüş geliştirilmeye çalışılmıştır.