Tüketim kültürü ve reklamların birey üzerinde doğurduğu zayıflık hissi
Künye
Cesur Kılıçaslan, S., Cesur, S., Işık, T. (2012). Tüketim kültürü ve reklamların birey üzerinde doğurduğu zayıflık hissi. Tüketici yazıları III. Ankara: Tüketici-Pazar-Araştırma-Danışma Test ve Eğitim Merkezi, 66-75.Özet
Tüketim toplumu ya da tüketim kültürü olguları, özellikle 1980’li yıllardan başlayarak adından sıkça söz edilen kavramlar olmuştur. Tüketimin demokratikleştirilerek alt sınıflara açılmasıyla, bu kitlelerde ekonomik ve toplumsal konum bakımından üst konumdakilerin kimliğini kazanabilecekleri yanılsaması yaratılarak, gerçek yaşamda kendilerinden esirgenen doyumların acısının hafifletilmesi sağlanmış, böylelikle tüketim kültürü bir yaşam felsefesi haline getirilmiştir. Mutluluğu ve özgürlüğü tüketimle eşitleyen çok güçlü öyküler vardır – reklamcılık bu görüşün en başta gelen propaganda aracıdır. Reklam sanayisi, kamu bilincini, insanlık tarihinde başka hiçbir kampanyanın yapamayacağı ölçüde değiştirmiş, detaya yönelik daha fazla düşünceyi, çabayı, yaratıcılığı, zamanı ve dikkati çok büyük miktardaki metanın satışına yöneltmiştir. Reklamın kullandığı dil bir tek bireye yöneliktir ancak bir tek bireye denk düşen ve reklamın hedef kitlesini oluşturan birçok birey vardır. Toplumu dönüştürerek (hedef kitlesini) sattığı ürünün tanıtımını destekler ve egemen kültürün geleneklerinin benimsenmesini sağlar. Reklamın tüketimi arttırmaya yönelik etkisine maruz kalan birey, kendisinde ve yaşam koşullarında sürekli eksiklik hisseder; içinde bulunduğu durumla olmak istediği durum arasındaki çelişkiyi her gün yeniden yaşar. Bu ise güçsüzlük algısı doğurur.